Sosyal Medyanın Dile Etkileri



Dijital Nesil, Dijital İletişim ve Dijitalleşen (!) Türkçe


 Yrd. Doç. Dr. , Tüba KARAHİSAR'ın kaleme aldığı makalenin sonuç bölümünü sizinle paylaşacağız. Tam makaleye erişmek isteyen arkadaşlar buradan ulaşabilirler.

SONUÇ

Dil bireysel değil toplumsal bir olgudur. Dolayısıyla toplumu etkileyen her konu dili de etkilemektedir. Bu değişim çoğu zaman din, ticaret, komşuluk, savaş, medya ve teknoloji aracılığıyla olmaktadır.

Dil bir organizma gibidir. Tabii ki değişecek ve gelişecektir. Türkçe, geçmişte Çince, Farsça, Rusça, Ermenice, Fransızca gibi dillerden etkilenmiştir. Teknolojinin dil üzerindeki tahakkümü, internetin hayatımıza girmesiyle daha da etkisini göstermiştir. Y ve Z kuşaklarının bir önceki X kuşağına göre teknolojiye daha hızlı uyum sağlaması ve internetin İngilizce ağırlıklı yapısı, gençleri Türkçe yazmaktan kaçınır hale getirmiştir.

Sosyal medyada yapılan dil yanlışları şunlardır:

  •  Konuşma dili olduğu gibi yazıya yansıtılmaktadır.
  •  Sözün etkisini arttırmak için gereksiz harf tekrarları yapılmaktadır.
  •  Türkçe alfabede bulunmayan Q, W, X harfleri kullanılmaktadır.
  •  S harfi SH, Ç harfi CH olarak yazılmakta, ç,ğ,ö,ş,ü harflerinin yazımından kaçınılmaktadır.
  •  Bazı kelimeler rakamlarla birlikte yazılarak kısaltılmaya çalışılmaktadır.
  •  Bağlaçlar, edatlar, zamirler yanlış yazılmakta ya da kısaltılmaktadır.
  •  İngilizce kelimeler mastar ekiyle Türkçeleştirilmeye çalışılmaktadır.
  •  Elektronik sözlüklerde takma adların çoğunluğu İngilizce kelimelerden seçilmiştir.
  •  Bir taraftan kısaltmalar yaparak yazmak yaygınlaşırken öte taraftan bir harf yerine iki harf yazımı yaygınlaşmaktadır. (S harfi yerine SH gibi). Bu da İngilizce’ye olan özentinin göstergesidir.

Saussure’ın açıkladığı gibi insanların çoğunda görsel izlenimler, işitim izlenimlerinden daha güçlü ve süreklidir. Yazının görüntüsü sese göre kendini daha çok benimsetir. Dolayısıyla gerek internette gerekse sosyal medyada yazıların yanlışlığı ve Türkçe’nin yanlış kullanılması hafızada görüntü olarak kaydedilmektedir. İnternet ve sosyal medya, kendine ait bir yazım şekli ve kültürü oluşturmaya devam etmektedir. Bu durum ortak dili olumsuz etkilemektedir. Çünkü okuma yazmayı yeni öğrenen bir çocuk, bilgisayar ekranı karşısında yanlış yazımlarla karşılaşmakta, doğru ve yanlış yazımı ayırt etmekte zorlanmaktadır.

Dil‐düşünce sistemi açısından bakıldığında; düşünceyi geliştiren dildir. Sosyal medyada kendini ifade etme ise genellikle sınırlı kelimelerle ve kısaltmalarla olmaktadır. George Orwell’ın 1984 adlı romanında, sisteme itaat eden bireyler yetiştirmek için yeni bir dil oluşturulmuş, fiil sayısı azaltılmış, eş anlamlı kelimeler sözlükten çıkartılmış, dil ve tarih bilinçli bir şekilde yok edilmiştir. Günümüzde de sosyal medyada daha az kelime ve kısaltmalarla kendini ifade etme, dil düşünce bağlantısının zayıflamasına neden olmaktadır.

Dil, kültürün devamını sağlayan, hem özenle korunması hem de gelişmesi için çaba harcanması gereken bir konudur. Dilin bozulması aynı zamanda kültürün de bozulmaya başladığının göstergesidir. Dilin zenginleşmesi için topyekûn bir hareket gerekir. Türkçe bozuluyorsa sadece internette ya da sosyal medyada değil toplumun bütün kurumlarında bozulmaktadır. Ancak internet, hızlı, kolay ve kısa sürede çok kişiye ulaşabildiği için internetin ortak dili erozyona uğratması da o denli hızlı olmaktadır. Türkçe; kitle iletişim araçlarında ve üniversitede doğru kullanılmıyorsa sosyal medyada ya da toplumun diğer kurumlarında da doğru kullanılmıyor demektir. Dolayısıyla Türkçe’nin doğru kullanımında eğitim kurumlarının ve kitle iletişim araçlarının sorumluluğu büyüktür.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkçe ile İlgili Karikatürler

TRT Okul - Kilometre Taşları